İÇSEL DÜNYAMIZ..
Hayat insanoğlunu;
Kendi içsel dünyasında meltemlerle, lodoslarla, ılık esintilerle, dondurucu soğuklarla iştigal ettire dursun.
Bir yanda çıkmaz sokaklarda kalmış, kendisini arayan, ruhsal çalkantıların içerisinde, kimlik arayışına saplanandan, marjinallejenlere, maddiyatın verdiği rehavetle gözlerini dış dünyaya yumanlara…,
bir yandanda da, pozitif düşüncenin hakimiyetinde, umutlarını en üst seviyeye çıkarmış, kendini soyutlamadan, bütünlüğe entegre, birliğe güç, azme, çabaya, gayrete ortak, gözleri sevgi saçan, kalbi gülen, bilgilenen, bilgilendiren, sempatisini günden güne artıranlara kadar, gökkuşağı renklerinin arasında bir hengamenin içerisinde tutar.
İÇSEL DÖNÜŞ
Bir kuşun kanat çırpması ile diğer bir dala atlayım derken yere düşmesi,düştüğü yerden kalkıp, bir hamle yaparak, kendini toparlayıp; rüzgarların esintisi ile yükseklere, daha yükseklere kanatlarını açıp, engin gökyüzünde bulutlara kadar yükseklere çıkıp, yeryüzüne bakarak, kendi küçüklüğünü orada görüp, gerçeği yakalayarak, yavaş.., yavaş.., süzülerek.., ait olduğu yere, ağaçlara, ormana, börtü böceğe, işte ben geri döndüm demesi, ve gerçekliği yakalabilmekte var.
GERÇEKLİĞİ YAKALABİLMEK
Hayallerinin peşinden koşarak gerçekliğe ulaşmak; sabır, sebat, azim, çaba, gayret, sevgi, neşe, mutluluk, bilgi, tecrübe… sıra..sıra.., adım..adım.., zamanla, toplumla, içsel dönüşü sağlayarak ulaşılabilecek en önemli başlangıç noktası.
Gerçekliği yakalayabilen insanların toplumsal yargıları ve düşünce yapıları her zaman gelişimin önünü açarken, kendi içsel dünyasında da mutluluk kaynağını oluşturacaktır. Bu kaynak ile kendine ve dışarıya karşı ruhsal dünyasında da her zaman ayakta tutacaktır.
Toplumların ruh sağlığını ayakta tutan en büyük etmen bireylerin yaşam standartlarındaki müsbet gelişimlerdir. Hayatın idame noktasındaki müreffehlik ise geleceğe doğru müsbet, toplumsal içsel dönüşü ayakta tutacaktır. Değer verildiğini düşünen her birey, hep bir adım önde koşan bireydir. Toplumsal değerleri yüceltenler de bu bireylerin artışı ile orantılıdır.
KENDİNİ DİNLEMEK
Kendini dinleyen insan kendi kendisini müzakere edebilen insandır. Ruhsal alanda gelişiminin önünü açacak pozitif değişimlere sahip olabilmek için, çizdiği yolda yaşadığı deneyimler, öngörüler, eksiklikler, geç kalınmışıklar, acelecilikler, zamanlama hataları, vs.vs.. birer soru olarak karşısına çıksada, tekrarlamaması için düzeltme yollarını sabırla araştırıp bularak çözüme ulaşabilme noktasına kavuşacaktır. Kendini dinlemek; evhamlanmak, pinpirik olmak, salt sağlığına odaklanmak, fazla takmak anlamında yorumlamamakta lazım. Bu yönüyle bakıldığında negatif yöne saptıracağını, kaygı, stres, panik atak gibi durumlara sevk edebileceğini de unutmamak gerek.
SESSİZLİĞİN SESİ
Büyük şehirlerde yaşayanların bir çoğu sessizliğe özlem duymaktadır. Çünkü sessizlik ruhu dinginleştiren, huzur veren, rahatlatan, rüzgar misali serinlik duygusu veren dinlendirici bir unsurdur. Sessizliğin sesini merak edenlerde fazla derine dalmamak kaydıyla mutlu olacak yerde kalmasını da bilmesi gerekir.
MUTLULUĞUN ANAHTARI
Mutluluğun anahtarı her insanın kendi elinde. Hangi kapıyı, ne zaman, nerede, nasıl açaçacağını bilmesi ile ilgili olsada, anahtarıda kaybetmemesi, boynunda asılı tutması gerekir. Zira bu anahtarları çoğu zaman hiç ummadığınız akla gelmedik yerlerde kaybetmişte olabilirsiniz. Unutmamak gerekir ki yine bu anahtarları elde edecek olanda sizin sahip olduğunuz içsel dünyanızın size verdiği güç ve kuvvettir. Bu gücü her zaman dimdik ve ayakta tutmak gerekir.
Sevginin olduğu her yerde sizlerinde var olması dileğiyle,
Muhabetle kalın..
Güven Gürbüz
14 Şubat 2021 – Ankara