HAYAL KURAN & GERÇEĞİ ARAYAN

HAYAL KURAN & GERÇEĞİ ARAYAN

Bir memleket hayal ettik. Hepimize kucak açsın istedik.
Bağlar, bahçeler kurduk. Nice meyve ağaçları diktik.
Çeyiz sandığı niyetine kesilen ceviz ağaçlarını da hatırladık.
Kıymetlenince anladık. Yeniden yeni yeni fidanlar diktik.
Her tarafı kaplamış ceviz ormanları kurmayı hayal ettik.
Nerelere, nerelere duyurduk. Üniversitelerde geliştirilmesini istedik.
Şebin cevizini duyurduk. Dünyaca ünlü dedik. Literatüre geçirdik.
İnce kabuk, narin, hassas, vs. dedik de dedik.Her yere yetiştiremedik

Bir memleket hayal ettik. Gece, gündüz demedik. Kapı, kapı gezdik.
Ankara, İstanbul, vs.vs toplandık. Neler, neler yaptık.Bizlerde anlamadık.
Kolkola girdik. Hepimizi söz sahibi yaptık. Meclisin kapılarına dayandık.
Ne bakanlar, ne vekiller çıkardık. Yol sorunlarına her gün el attık.
Gencecik başkanlar çıkarttık. Vakıfların, Derneklerin, başına geçirdik.
Onlardan neler neler bekledik. Hayallerimiz gerçekmi oldu sorduk.
Aklımızı, fikrimizi, masalara oturttuk. Her birimiz bir yandan çekiştirdik.
Kimimize söz geçmedi. Tuttu kopardı.Kimimiz hayalimizin içinden kanatlandı.
Kimi uçtu gitti nerelere kondu? Her kim nerede, ne umdu, neyi buldu?

Bir memleket hayal ettik. Ettikte iyi yaptık. Bak birine kavuştuk.
Ne mi? Ne olacak tünelide yaptırdık. Hayalleri bitiremedik.Süsledik.
Son sürat devam ettik. Yola devam dedik. Üstüne, üstüne, kattıkta kattık.
Kalemizi hayal ettik.Ankara kalesi gibi düşündük.Etrafına tarihi evler diktik.
Etrafını eştik. Hertarafını deştik. Roma tarihini buraya kadar uzattık.
Meryemana manastırını her zaman hatırlattık.Tarih kitaplarını yeniden yazdırdık.
Kaleyi en kuvvetli savunan Kara boğayı canlandırdık. Ne hayaller kurduk.
Tarihi çeşmelerinden sular akıttık. Camilere giden yolları canlandırdık.
Öksürükten teleferrik çektirdik.Düzlüklere YeniŞebinkarahisarı inşa ettik.

Uzatmadan sözü. Hayalimizin kaybolmadan özü. Birde Hoca Nasrettine getirelim sözü.

İnsanın Hayalindeki Çorbayı Bile İstiyorlar

Günün birinde Nasreddin Hoca’nın canı sıcacık bir çorba ister.
Tencereleri şöyle bir açıp bakar, çorba yoktur.
Bunun üzerine dumanı üzerinde, kokusu etrafa yayılan mis gibi
leziz mi leziz bir çorba hayal etmeye başlar.
Çorbanın kendisi olmasa da hayali bile güzeldir.
Hoca Efendi tam bu hayallerle kendisini avuturken birdenbire kapısı çalınır.
Gelen komşusunun oğludur.
“Hocam, babam hasta yatıyor. Varsa bir tas çorba verseniz de içirsek…”
deyince, Hoca üzüntülü bir tavırla cevap verir:
“Ah oğlum, keşke bir değil iki tas çorba olsaydı da verseydim.
Babana ‘geçmiş olsun’deyiver.”
Hoca, komşunun oğlunu uğurlayıp kapıyı da kapattıktan sonra
kendi kendine söylenmeye başlar:
“Buna da pes doğrusu! Şu bizim komşular da amma adamlar yahu…
İnsanın hayalindeki çorbanın bile kokusunu alıyorlar.”

Bizler ne hayaller kurarken. Dalmışız uykuya olmuş vakit öğlen.
Gel şimdi birde etrafı dolan. Sırada Vilayetliği de geri almak varken.
Erozyonlar. Heyelanlar.Yağan yağmurlardan sıyrılan toprağı tutan Orman.
Kılıçkayanın etrafını saran.Suşehri bir yandan. Akıncılar o yandan. El sallayan.
Barajın üstüne viyadükten. Kuralım bir köprü derken. Herkes parmak ısırırken.
Biz olduk sonunda yolları kökten kısaltan. Hep bir ağızdan. Durmak yok yola devam.
Ben değilim tekten. Hep birlikten söyleyen. Geçen geçene otaban yollardan.
Başta Giresundan.Karadenizden, Akdenizden. Birleşti dediler hep birden.
Bir giden, bir daha gider oldu yollarından.Aman,aman. Ne yaman.Bu zaman.

Hayallerimiz hayal oldu. Döndü dolaştı. Yine bizi buldu. Düşündük gözlerimiz doldu?
Hayallerle yaşıyoruz. Gece, gündüz ne zorlukları aşıyoruz. Kendi kendimize anlatıyoruz.
Adı gurbet denir. Para çok koşan gelir. Adı sıla denir. Boynumuz hep bir yana bükülür.
Var sanır. hayalden olur. Varsa, yoksa da, herkesce bilinir. Kimi bulur. Kimi unutur.
Adı hayal kalır. Gerçekleri arayanlar için fikirler her zaman bir arada çıkartılır.
Arada zararlı varsa o da arada bir çatırdatır. Deprem misalidir alimallah yerinden oynatır.
Ne zamanki birleşilir. Orta yerde buluşulur. Sarılır kucaklaşılır. Hep birlikte sahip çıkılır.
Ayırmayın onu bunu. Hepsi de bir Allahın kulu. Hayalleri unutmamalı. Yerli yerinde hayata geçirmeli.

13 Aralık 2023

Güven Gürbüz

Şebinkarahisar / Ankara “

ALMASI SENDEN, VADESİ BENDEN.

ALMASI SENDEN, VADESİ BENDEN.

Borç yiyen kesesinden. Kesesi delikse tutsun neresinden? Ödeyecek geldiğinde elbet vadesinden.
Borç isteme benden. Ya sonra ödemezsen? Buz gibi soğurum derler senden.
Çoktur söylenen sözlerden. Sözlerin her biri bahseder güvenden. Tek düşüncen, Ya sonra ödemezsen?
Borç yiğitin kamçısı diyen. Borcu ödemezse duramaz sancısından. Bir oradan. Bir buradan. Vadede uzatan.
Ondan alıp buna veren. O isteyince başkasından bulan. İşi, gücü, yalan, dolan. Olurmu böylesine güven?

Kul sıkışmayınca yetişmezmiş hızır. Çare bulunur kapıyı çalınca hazır ve nazır. Kapılar aralanır.
Niyeti iyi olmalıdır. Kötü niyetliye kanmamalıdır. Elbetteki zorda kalana yardım etmelidir.
Bu gün derler bende dar. Yarın sende de var. Ne zaman bilinmez sıralar. Kapıyı çalınca alacaklılar.
Verilir verilmez değil borçtur. Çalışıp didinmezsen sonu güçtür. Uzattıkca uzatmanın adı kaçmaktır.
Sıkıştım derde bahane yapar. Bahaneler güveni yok eder. Borç yapan borcunu nasıl, nasıl, öder?

İstemesi zordur denir. Kapı kapı gezilir. Hoş, beş, edilir. Eğrile, büğrüle istenir.
Aranır niyeti nedir? Söylenir arzu ve isteği budur. Velakin sonu düşündürmektedir.
İyidir niyetlenir. Çok nasihatler söylenir. Vadeler sıralanır. İnci taneleri gibi dökülür.
İyi tanır. Tanıyanın tanıdığıdır. Vadesi her birinin anladığı kadardır. Niyetin arkasında ne saklıdır?
Havale edilir kim bilir nereleredir? Olmayandan vermesi boş vaattir. Vadesi kendinden süresizdir.

Hoca Nasrettin ne demiş. Anlayana anlayacağından bahsetmiş. Fıkralarda da yer açmış.

İstediğin Kadar Vade Vereyim

Günün birinde Nasreddin Hoca bahçesinde fidanları budarken birdenbire bahçe kapısı açılır ve
komşularından biri içeriye girer. Biraz hoşbeş ettikten sonra oradan buradan konuşmaya başlar.
Komşunun niyetini anlayan Nasreddin Hoca ona döner ve;
“Hayırdır komşu, bir arzun, isteğin mi var?” diye sorar.
Hoca’nın bu sorusundan cesaret alan adam;
“Hocam, biraz paraya ihtiyacım oldu, bana kısa bir süre sonra ödemek üzere biraz borç
verebilir misin? Vadesi gelince öderim.” der.
Hoca, komşusunu iyi tanıdığı için der ki:
“Aman komşum, sen hem borç para istiyorsun hem de vade… Bunun ikisi birden olmaz,
sen istediğinden borç para al da ben sana istediğin kadar vade vereyim.”

Çağ değişti. Teknoloji gelişti.Bankalar dendi. İmdada yetişti. Faizler aldı başını gitti.
Kredi oldu adı cezbetti. Çalışıp didinen hak etti. Borç yaptı. İş açtı. Çalıştı. Ödedi, ödetti.
İşsiz güçsüz ne yaptı? İki ayağının üzerinde zor durdu. darda kaldı. zora düştü. Borç üstüne borç yaptı.
Çok çileler çekti. Gece, gündüz, demedi. Çalışıp didindi. Sonunda alnının teriyle borcunu da ödedi.
Borç ile yattı. Borç ile kalktı. Sözünde durana ötemekte düştü. Nihayetin iyisine o da erdi.

Düşününce şöyle bir hayat ne demekti? Yaşam sıkıştığında düşüp, kalkmaktı. Can, cana karşı bir nefeste koşmaktı.
Muhtaç olana yardım etmekti. Varlıklığa düşen elinden tutmaktı. Dürüst olana da vadesinde ödemekti.
Kimi bilir işini adı emekti. Aldığını hakkıyla geri vermekti. Kim kime baktı? Kim kime ne yaptı?
Her şeyden önemlisi saygısını kazanmaktı. Güven yarattı. Sebat etti. Sadakat gösterdi.
Dürüstlükten yana olanlar kazandı. Kimi hayır yaptı. Kimi hayır gördü. Anlamayanlarda sırtını döndü.

12 Aralık 2023

Güven Gürbüz

Şebinkarahisar / Ankara

TEMİZLİK NEREDEN? HEMEN KAPININ ÖNÜNDEN.

TEMİZLİK NEREDEN? HEMEN KAPININ ÖNÜNDEN

Dünyanın halleri. Bitmez dertleri sorunları. Sorumlusu üzerinde yaşayanları.
Bir kenara bıraktık koruyanları. Ya nasıl affedelim her tarafı pisleyenleri?
Bulamayız sonra paklayanları. Kim kimden soracak haklıyı, haksızları?
Kimi tutar bir tarafları. Kimi atar üzerinden kabahatleri. Düşünmez halleri.
İsterler ki yapsın biri. Söyletmesin diğerlerini. Bulsun yerli yerinde yolları.

Zor soru derler bir bileni bulurlar. Ahvali durumu arz-u endam eylerler.
Ona desen onsuz olmaz der. Buna sorsan bunsuz olmaz der. Arkasını döner gider.
Yetişir hikmetler. Doğar nizamlar. Nizamlar, intizamlar.Kanunlarla hizalanırlar.
Kim ki aranır etkililer. Olsun istenir elbetteki yetkililer. Daha ne beklenirler?
Aklı selim aklı bilir. Sular saksıda çiçek açtırır. Her kim ki o zaman haklı bulunur.

Hoca Nasrettine soru bitermi? Haklı, haksız, yerini bulurmu? Fıkrasız olurmu?

Kadıya Düşer

Bir köpek Akşehir’in ana caddelerinden birisine pisler.
Caddenin sağında ve solunda oturanlar,
“Sen temizleyeceksin, ben temizlemeyeceğim” diye tartışırlarken
Nasreddin Hoca üzerlerine gelir. Bunun üzerine cadde sakinleri;
“Hocam, bu pisliği kim temizleyecek?” diye sorarlar.
Hoca, şöyle bir düşündükten sonra;“Vallahi hemşerilerim burası ana yoldur,
buranın pisliğini temizlemek de kadıya düşer.”der.

Pisleyenler, pisletenler. Pislettiğini fark etmeyenler. Pisletipte kaçanlar.
Pisliğini başkasına temizletenler. Pisliğin içinde yaşayanlar. Kim bunlar?
Pislik içinde yer etmişler. Akılda, fikirde, kör kalmışlar. Pisliğe gömülmüşler.
Aranır her yerde kimdir pisletenler? Haber bile etmez görenler, görmeyenler. Göz yumanlar.
Nerede haklılıklar? Ne zaman bitecek haksızlıklar? Kimi, kimden soracaklar?

Temizliğe aşıklar. Koşup gelecekler. Pisletenlere pisliklerini temizletecekler.
İmanın yarısıdır denir. Her kime sorsanız bilir. Velakin söz kimedir?
Almaz üzerine daha kimler, kimler? Ne günah bilirler,ne sevaplar? Kimdir bunlar?
Bulur yerini elbet doğrular. Düzelir gider yanlışlar. Ya yalnış örnek olanlar?
Büyükler, küçükler, fark etmezler. Ne düşünürse düşünsünler. Hepsi önce akılda biter.

Yaratmış insanoğlunu yaratan. Öyle bir sermaye vermiş ki akıldan. Ortada nasıl kullanan?
Pislikten çoğalan, kendini yok eden. Geleceğin kalbine hançer saplayan. Candan can alan.
Niyazımız o dur ki mevladan. Çoğalsın her daim temizlikten yana olan. İçlerine sinen.
Bu gün, yarın demeden. Sıvamalı kolları bu günden. Vaz geçmeyelim hiç bir zaman temizlikten.
Beklemeyelim hep başkalarından. Hemen kapının önünden. Daha kimse geçmeden. Evet temizlikten.


Güven Gürbüz

06 Aralık 2023

Şebinkarahisar / Ankara

GİDENEMİ YANSIN, GÖTÜRENEMİ?

GİDENE Mİ YANSIN GÖTÜRENE Mİ?

“Gider giden. Götürendir giden. Gelmez yerine gelmeyen.
Getireyim yerine desen. Bir oturup, iki kere düşünsen. Çare sen olsan.
Bir alttan, bir üstten. Değişir hep baktığın yerden.
Yüreğimiz el vermez. Gelen kalpten. Yine biz oluruz acıyıp üzülen.
Olurundan oluruna denilinen. Doğar birden. Çareyi yaratır kendiliğinden.

Kimi kapar gider. Kanatlanır uçar. Alnımıza yazılmış kader.
Uçarken görür kimler. Boşa çıkar uzanan eller. İnsanoğlu bu derler.
Hangi dağda yok uçan kuşlar? Kanatlarını açar kimbilir nerelere uçar?
Halim kalmadı oğul der. Ben bir naçar. Dökerse dertlerini duyanlar kaçar.
Hangi birini, biri dinler? Hangi biri, birine övgüler dizer?

Hoca Nasrettinde bakar. Olurundan oluruna akar. Olur elbet dinleyenler.

Kara Karga

Günün birinde Hoca ile hanımı Akşehir Gölü’ne çamaşır yıkamaya giderler.
İkili, bir yandan çamaşırlarını yıkarlarken, bir yandan da oturup sohbet ederler.
O sırada yanlarına simsiyah bir karga iner, çamaşırları dağıtır,
sabunu da kaptığı gibi uçup gider.
Hanım bu duruma üzüldüğü kadar da şaşırır…
Hoca bakar ki eşinin sakinleşeceği yok, onu avutmaya çalışır:“
Hatun, canını sıkma, şimdi gider başka bir sabun getiririm ama,
bak o karganın durumu bizden çok daha kötü.
Ayrıca onun sabun isteyebileceği bir komşusu yok,
sonra üstü başı da bizden çok kirli. Görmüyor musun simsiyah olmuş zavallı.”

Biliriz dardakini. Tutmayız içimizde kinini. Akıl alan, bulur birini.
Yaşamdan geleni. Kovalar diğerini. Kimi arar bulur ekmeğini aşını.
Ne yapsın garip dağbaşını? Mekan tutmaz gönül arar aklına geleni.
Alır giderde bir gün başını. Dinlemez yazını kışını. At bir kenara yaşını.
Kara karga misali alır gider. Tutana da aşk olsun der. Kaderine el sallar.

Memleket yol üstü olsa der. Gurbete gidip gelenler her gün el sallasalar.
Karga misali uçanlar, götürenler. Kime yaş döksün masumdan masum gözler?
Baş ucunda en iyi nasihat edenler. Haklı çıkar. Kim, kimedir acıyanlar.
Gönlümüzde yaşar iyi niyetler. En olur olmaza bulunur çareler.
Kimi okudular? Kimi yazdılar? Dünya hanından göçüp gidenler.
Onlarda göçtüğünü bilmeden göçüp gittiler.

Güven Gürbüz

04 Aralık 2023

Şebinkarahisar / Ankara “