İNSAN OLANA NE GEREK

Çıktım dağlarına da   seyran eyledim.
Sordum hallerini de derdin dinledim.  
Güldürdü de beni, ben   yine   gülmedim,
Gülmeden önce, bir de   ağlamak gerek…

 
Baktım mor sümbüle,   küstüm sana demiş.
Bahçeye de   ayrık otunu sar. demiı.  
Yolmuş,   yolmuş,   yolmuşta   tüketememiş..
Demeden önce bir de anlamak gerek..

 
Bahtım kara der, anam,   yanar çaresiz .
Dost bağına girilmezmiş   bahanesiz.    
Gelde bahane et, özledim de. sensiz..
Hasreti de önceden dost,   tatmak gerek..

 
Yollara düştüm bacım,   köyümü sordum.
Üşüdüm, kar da yağdı bak, eyvah, dondum.  
Kuşlar da yok olmuş, kurtlar yolu tutmuş,      
Yollar çetin, yanında   yoldaşın   gerek.  

 
Eğdi boynunu, ben bir garibim dedi.  
Alyanağı   uzattı, gamzeden dedi..
Niyeti bozdu, gel   koluma   gir dedi..
Saz , söz mecliste, yanında defter gerek.  

 
Yaz hallerimi iki çift söz,   dedi de..
Biri memlekette, diğeri   gurbette,
Biri gözyaşı,   biri daha sepette,  
Sepetide,   külfette,   çıkarmak gerek.  

 
Çok söyleme derler dost,   arsız   olmasın,
Aç koyma sakın hırsızlığı bilmesin,
Sende varsa ver, ver ki   yine bulursun..
Göreni görür allah, inanmak   gerek..

 

Güven Gürbüz   – 26 Ocak 2009
Ankara/Çankaya

DÜŞÜNCELERİMİZ

Bir derin düşüncedir özlemin,

ilk elden, son demliğin ibriğinden süzülen damla gibidir düşüncelerin.

Bardağın taştığı, kaşığın ses çıkarmadığı andır.

Tabağın masadan kaydığı, bardağında al aşağı ettiği andır üzüntülerin.

 Memlekettir düşüncelerin

Güneşin toprağı   ısttığında ,göğe doğru yükselen buhar gibi tütmelerdir özlemlerin..

İnceden, inceye yağan yağmur tanecikleri gibidir düşündükçe, düşünülen,

Düşüncelerindir geleceğin..En güzel günlerinin hayalleri.

Toz pempe deselerde aldırmayıp, renkini, renkten renke kattığımız,

Beğenmeyip sonra bir kenara attığımız, bir daha aklımıza dahi getirmek istemediğimiz ,

Anlar gibidir o değişimi bekleyen düşüncelerimiz..

Bizler hep böylemiyiz?

Bizden diyerek seçtiğimiz, öz kardeşimiz gibi gördüğümüz,

Sonra, çıkara menfaata tamah eden, Sırtını dönenlerimiz, dirsek atanlarımız,

Değil mi ki bizim insanlarımız?

Ama hiç anlayamadığımız, anlamakta istemediğimiz,

Oysaki her an, her devirde, her saniyede,

Kalbinin atışını,   yüreğimizde hissettiğmiz,   bir ateş gibidir sevdamız.

Memleket sevdamız

Bir elin uzanmasını bekledikçe, kaçışını seyre daldığımız akrabalarımız,

Dostlarımız, merhaba deyip yüreğini, yüreğimize denk düştüğünü zannettiğimiz..

Bizler nasıl insanlarız?

Emeği   gasp edenleri seyre daldığımız,

Kula kul olanlara, kulu kuldan soranlara, Kul hakkını yeyip, zevke dalanlara..

Güçlünün yanında durup,   güçsüzü   yolduranlara, çanak tuttuğumuz..

Memleket yorgunlarımıyız..?

Ayağa kalkmalıyız..Sormalıyız..görmeliyiz..bilmeliyiz..Bizler insan isek..

İnsan olana da hakkını insanca verebilmeliyiz..

Güven Gürbüz

18.01.2009