HAZIR OL, HUZUR BUL

HAZIR OL, HUZUR BUL

Tedbirli olmak, geçimin yarısıdır.” buyuruyor Hz. Muhammed (S.A.S) efendimiz. Çalışıp kazanmak, kazandığını da har vurup harman savurmamak. Bu günün yarını da var diyebilmek. Tedbiri elden bırakmamak. Tedarikli olmak. Elde tutmak, korumak, gözünü açmak, uyumamak. Akıllı olmak.

Yaşam bir cezve. Cezvenin içinde kahve. Kaynar dökülür de yere, fincana düşer olur da takdire şayan övgülere. Bir içen bilir, bir yere döken. Elden ele değişir, İyi ağaçtan has meyveler yetişir. Gün görmüşü olur sonunda erişkini, yolunu sapıtır pişkini. Karnı büyük zenginin çok olur göreni. Tanıyan pek bulunmaz fakirini. Sende varsa bana ver der, arkasını döner unutur gider. Sözünün eri en sevilenleri, onu da gören az bulunur. Her şey çok çabuk unutulur. Kısa ömür çabuk tükenir. Ana baba vasiyetleri, anlatır bir çok dilekleri. İsteği yoksa mahdumların, değiştirirler mahalleleri, sokakları.

‘Akıl sonradan ah çekmek için değil, düşünüp tedbir almak içindir.’ der Mevlana. Gel bunu anlat çoğularına. Ağızdan çıkan ateş çemberi, yakar kavurur kimilerini. Velakin acı söyler hakiki dost bildikleri. Bu gün yarının davetçisi. Tedbir yarının bekçisi. Hatırlatır düşünce elçisi. Attığın adımın yarını tarihçesi, iyi okuna, iyi biline, değerli olduğun görüne. Zorluklar bir kenara, düşmezsin dara. Pay bırakmak bu günden yarınlara.

Sakin bildiğin kuytularda, kimler yatar uykularda. Eğer camdan evde oturuyorsan başkalarına taş atmamaktır esasında.Ne kadar akıllı olursan ol, ihtiyatsız isen sensin sonunda başarısız olan.

Etrafımız çevremiz yaşadığımız memleketimiz. Doğal afetler kaderimiz. Hiç unutmamalıyız. Nerede kaldı tedbirimiz. Evlerimiz, ahırlarımız, mereklerimiz. Okullarımız, mekteplerimiz. Camilerimiz, mescidlerimiz. Deprem geliyorum derken nasıl duymayız? Seller akarım derken nasıl görmeyiz? Nerede kaldı tedbirlerimiz..? Eski yapılar bas bas bağırırlar. Huzursuz olmamak için el atanlar mutlular. Ya diğerleri ne durumdalar..? Olmuyor kulağının üstüne yatmakla. Çare bulunur etrafa iyi bakmakla. Bu günden yarına, yakınlaşmalı çare olana. Tedbir senden, takdir Allahtan. Fayda gelmez yan gelip yatmaktan. Bu günden tezi yok. Çare ararsan senden çok. Görecek göz, duyacak kulak kurtuluşa vesile olacak.

Hazır olmak tedbir, hazır olmak karşılayabilmek, hazır olmak bilgilenmek, ilgilenmek, dinlemek, konuşmak, söylemek, dile getirmek. Ayağa kalkıp yürümek, çareleri derlemek, tedarik etmek. Önlem almak, aldırmak. Har vurmak, harman savurmak neyimize, tutumlu olmak hepimize. Cimrilik deme sakın, her şey elinin altında yakın. Görmen lazım velakin. Aç gözünü bir bak. Bir ışıkta sen yak. Aydınlıkta ferahlık, kim ister karanlık. Yarınların huzuru, yaptıklarımızın tezahürü. Kalk ayağa yürü. Alınacak yol var. Yola açılan kapılar var. Şimdi bu dar sokaklar, gelen geçenlere bakar. İçimizdeki güzellikler hepimizi yaşatırlar.

Nasrettin hocanın düşüncesi, hayata açılan penceresi, kendimize getirir, düşündürür her bir fıkrası.

Bizim Eve Geliyor

Günün birinde Nasrettin Hoca’nın komşularından birisi vefat eder. Hoca da komşu hakkı diyerek başsağlığı dilemeye gider.

Bu sırada evdekiler yüksek sesle ağlamaktadır. “Ah, bizi bırakıp da nereye gidiyorsun, hem de ocağı, ateşi olmayan yere…”

Hoca bu sözleri iyice dinledikten sonra ev sahibinden izin ister ve doğruca evine gelerek hanımına; “Hanım, hanım! Sorma başımıza gelenleri, söylenenlere bakılırsa rahmetli komşumuz bizim eve geliyor.” der.

Bu günden yarına, vesile ola anlatılanlar yazılanlar. Kulağınıza küpe olsun derler, küpe düşer fark etmezler. Her gün bakmak, kol kolaçan etmek.
huzuru bulmak, huzurlu olmak. Kısacık ömürde saadeti bulmak. Daha ne isteriz. Mutluluğu paylaşarak büyütürüz.

Hazır ile huzur ararsa bizi bulur. Arayan biz, bulan biz. Şükür ile niyaz ederiz.

Huzurunuz daim olsun.

Güven Gürbüz

11 Kasım 2022

Şebinkarahisar / Ankara

Bir cevap yazın