“FELAKETİN ADI FELAKET..”

“FELAKETİN ADI FELAKET..”

– GÜVEN GÜRBÜZ –

“Küresel iklim değişikliklerinin sorumlusu; sorumsuz insanoğlu’nun, bitmek tükenmek bilmeyen hırsları, en küçüğünden en büyüğüne kadar vebal altında bırakmaya, kendi sonları bir yana, geleceğide tehdit etmeye, dünyayı cehenneme çevirmeye doğru gidiyor.

Sanayi devleri üretimi sermayeyi büyütmeye, Ülke yöneticileri iktidar heveslerini devam ettirmeye, halk birbirinden gördüğünü yapmaya, Aklın bilimin yolunda deyip, tersini icra etmeye..vs.vs.vs odaklanırken, birbirlerini uyutmaya devam ettiği müddetçe küreselliğin ne manaya geldiğini anlamak zor olsa gerek…

Dünya ekonomi devleri, evrende tek yaşanabilir alanımızda, parsel, parsel, ekonomi haritaları ile paylaşmaya devam ederken, kartellerden, tröstlerden bahsedilmezken, Ülkelerin yöneticilerinin dünya haritasındaki öngörüleri, planları, aksiyonları, hedefleri, birliklerin teşkil edilmesi, güç oluşumları, gruplaşmalar, çıkar çatışmaları, savaşlar, yoksulluk, açlık, susuzluk, terimleri günbe gün daha çok konuşulur hale geldi..

Küresel hareketlenmenin boyutları kıvılcım gibi büyüsede, tepkimeler cılız kalırken, doğa intikamını insanoğlundan almaya devam edecek. Canlı olduğu bile tartışmalı adına Virüs denilen canlıların, küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak, buzullarında yok olmaya başlaması ile birlikte yeni dünya düzeninde yerlerini, adına ister biyolojik silah, isterseniz doğanın savaşçıları denilsin, İnsanoğlu’nun karşısında harp ilan ettiğini inkar edemeyiz..

İnsanoğlunun akıl denen hazinesini; yaşamın sürecelliğinde; adilane, paylaşımcılığı destekleyen, doğayı koruyan, hümanizmi yayan, aklın ve bilimin gerektirdiği şart ve koşullarda kullandığı müddetçe kendi neslininde devamında geleceği emin ellere bırakacaktır. Yoksa gelecek gelmeden kısaldıkça kısala bir gün kaçınılmaz son nükleer gerçeklerle yüzleşecek ve kendi sonunu getirecek.

Bizler; kendi ülkemizde yaşam şartları ve koşullarımızın daha iyi düzeye çıkarmak üzere, her ne kadarda gayret ve çaba içerisinde olsakta, küresel boyutun etkisinde olacağımızı da unutmamak lazım. Değişime ayak uyduranlar ayakta kalırken, diğerleri birer, birer, yok olurken seyretmek yerine, aklın, bilimin öncüsü, eğitim ve öğretime de ayrı bir önem vermek zorundayız. Geleceğimiz olan nesillere hümanizmi aşılayamadığımız müddetçe, gelecek bizleri asla iyi yad etmeyecektir.

Doğanın üzerindeki hakimiyetimizi sonsuz olarak göremeyiz. Doğanın hepimizin üstünde bir güç olarak bizlere yol gösterdiğini görmemiz lazım. Karşılaşılan doğal afetler sonrası ders almak yerine, ders alanları görmemiz lazım. Bile bile lades diyenler unutmamalıdır ki sorumlulukların gereğini yapmadıklarından dolayı kayıp insanların vebali omuzlarındadır. Makam ve mevkiler sorumluluğun en son haddesidir. Bu hadde makam ve mevki söz konusu olduğunda, makam ve mevkiler vazgeçilmez değildir. Onurlu insanlar, iyi yönetici olmadıklarını idrak ile hareket etmeli görevi devretmeli, bükemedikleri elleri öperek görevleri devretmelidirler. Aksi takdirde insanlık onurunun bir önemi kalmaz.

Küresel hareketler teknoloji çağında evrimsel devrimleri evrende canlılar üzerinde teşhir etmeye devam edecek.

Bundan en çok etkilenenler; aklını başına alarak, İnsanoğlunun yaşam kaynaklarını doğa ile eşdeğer kılmak, hırslarının esiri olmamak zorundadırlar. Sonun başlangıcı yok oluşlar olmamalıdır. Doğa yaşarsa canlı yaşar, Doğanın kanunları insanoğlunun kanunlarının çok, çok üstündedir.

Felaketin asıl adı tedbirsizliktir. Tedbirin olduğu her yerde felaketler minimize edilir. Tedbiri almak ve ona göre yönetimsel faaliyetlerini icra durumunda olan yöneticiler; felaketler sonrasında ders almalıyız demesi beyhude bir sözdür.

Ülkemizde meydana gelen bir çok deprem felaketleride örnekti..

Giresun felaketi, topluma ciddi bir örnektir.

Yapılaşmanın getirdiği sorumluluğa, doğanın kurallarına saygıya, kentleşmenin önemine, yöneticilerin profesyonelliğine, kaynakların yerinde ve zamanında kullanımına, kaliteli, denetimli, sağlam, yapı malzemelerinin kullanımına kadar onlarca unsur birer faktör olarak karşımızda durmakta.

Geleceğe atılacak her adımda kaliteli, eğitimli, profesyonel yöneticilerin eksikliği fark edilecektir. İnsan unsurunun olduğu yerde İnsanoğlu en büyük sorumludur. İnsanoğlu küresel hareketlerde başı çeken en temel unsurdur. İnsanı insan yapan en büyük olgu merhamet duygusudur. İlim ve bilim bilmek onu en iyi icra edebilmek merhamet olgusu ile yoğrulur olgunlaşır. Merhameti olmayanın bilgisi tehlikenin baş tetikleyicisidir. Yarar yerine zarar getirir. Ülkeleri yönetenlerin bir tek sözünün milyonlarca insanı etkilemesi gibi..

26 Ağustos 2020

Güven Gürbüz

Şebinkarahisar / Ankara”

Bir cevap yazın