Uyar, uymaz, sanma ki uydurmaz.
Yürür yürüyen yürüyeceği yere. Sabır, selamet ile der bir kere. Gider de gider, bilmez nere? Ova, dağ, tepe, dere.
Ağırlık biner, çöker omuzlara. Dizler eğilir yerlere. Terler dolar, akar, alınlara. Bir de dur derler bahane ara.
Sorar kimileri kimlere? Bu gidişin acep sebebi nere? Ucu, bucağı, bellidir bir kere. Sorduğun soru gider nere?
Sormalı şikayet edenlere. Bahaneyi nereler de arayanlara? Sözü ağız da yoğuranlara. Misket gibi yere yuvarlayanlara.
Vakte göredir vaziyetleri. Boşa yaşatmayın eziyetleri. Bakın yaşamaya devam edenleri. Bilin gün görüp geçirenleri.
Uyar, uymaz, sanma ki uydurmaz. İlmeğe niye bakmaz? Uymaza söz kar etmez. Sarar da sarar uzatmaz. Etrafına hiç bakmaz.
Ördüğü örgü desen, örgü değil örülmez. Gördüğü görgü değil bilinmez. İnce, kalın, şiş geçmez. Örse de sırtına giyilmez.
Söyleme laf dinlemez. Ne söz söylesen boşuna, anlamaz. Neden ipe, sapa, gelmez? Çünkü düşünmez. Yanyana yürümeyen bilemez.
Yumak sarıldıkça sarılır ince, tez. Yere düşer yuvarlanır çözülmez. Sökülen kazak yenisinin yerini tutmaz. Neden olmaz?
Hİç bir şey saklanmaz. Tutar deme sır tutmaz. İnsanoğludur yaşamadan anlamaz. Hoca Nasretine mi sorulmaz? Neler anlatmaz.
Bahardan Hoşnut Olmayan Var mı?
Hoca ve arkadaşları bahar mevsiminde bir çınarın altında oturmuş, çaylarını içerlerken aralarından biri Hoca’yı
sözüm ona imtihan etmek ister:“Yahu Hocam, bu insanlar yaz aylarında sıcaktan, kış aylarında ise soğuktan şikâyet
ederler; sizce bu şikâyetin sebebi nedir?” Hoca bu, hemen cevabını veriverir: “Komşu, komşu, sen onlara kulak asma,
bak içinde yaşadığımız bahardan hiç hoşnut olmayan var mı? Sen hayatını yaşamaya devam et.”
Geçer ömürden nice baharlar. Nice hikayelere kucak açar sayfalar. Yer bulamaz içinde renkli kitaplar.
Hikayeyi yazanlar. Senler, benler, onlar. Yazıldığı yerde kalır yazılanlar. Seneler sonra okuyanlar.
Ahlar, vahlar, düzelir aralar. Düzelten yıllar. Zamana en güzel ilaçtırlar. Kimileri güler. Kimileri ağlar.
Kulak asma havada söylenenler. Çoktur her gün davula vuranlar. Esas merak ettikleriyse zurnadan gelecek sesler.
Bilir en iyisini kurnaz tilkiler. Dağ,dere,tepe, gezerler. Nerede akşam orada sabahlar. Sarhoş kalanlar.
Yazarsan yaz yazılmayanları. Arada es geçme boşlukları. Kimin ne kadar varsa dolduracakları. Yaz onları.
Bu gün geçer saklar sırları. Yarın kim bilir hatırlatır kimleri. Çok uzatma sivri dilleri. Acıtır insanları.
Hayat budur bitmez imtihanları. Aracı olarak dile gelir kulları. Yaradan da gizlidir bilinmez türlü sırları.
Söyletir söylenmeyenleri. Bitirtmez anlatmaları. Anlayan içindir ders almaları. Düşünen iyi atar adımları.
Bu günden tezi yok yarınları. Aldırma boş söze kananları. Devam eden yaşamları. Gör düşünceyle aşanları.
09 Kasım 2024 Güven Gürbüz
Şebinkarahisar / Ankara