BİLSEYDİM BİLİRDİM. ÇOK ŞEYLER SÖYLERDİM.

BİLSEYDİM BİLİRDİM. ÇOK ŞEYLER SÖYLERDİM.

Sorar sorduğuna, sorup soracağına. Kendi de bilmez halden anlayacağına.
Derman olsun isteme boşuna. Cevap versen de gitmez hoşuna.
Zorda kalanı bilmez gibidir. Duyar da kulağı sağır misalidir.
Halden anlar sorar gibidir. Çare olmaz kağıt gibi büker gibidir.
El, elin halinden anlasaydı. Çareyi çaresiz de bulsaydı. Acaba ne olurdu?

Boşuna dememişler. Boş söze kimseler güvenmemişler.
El elin eşeğini nasıl arar? Büker dudağını ıslık çalar.
Aldanma çıkan sese. Bir uzun. Bir kısa. Arama kimsede tasa.
Derman aranır zordakine. Boynunu uzatırmı darda kalmasa sana?
Dikkat et sorduğuna. Kimin neyi nasıl aradığına. Yoksa git yoluna.

Hoca Nasrettin nerede? Başı kalınca darda. İşte sıradaki fıkrada.

Kimin Çaldığını Bilseydim?

Günün birinde, nasıl olmuşsa Nasreddin Hoca’nın eşeğini çalmışlar.
Eşek bu ya! Hoca’nın da eli, ayağı… Kısacası her şeyi…
Hem Hoca’nın daha eşekle yapılacak onca işi var.
Eşine dostuna bu durumdan yakınır:
“İşlerim yarım kaldı, ne yapacağım bilmiyorum!”
Hoca eşeğinin derdiyle oflayıp puflarken, komşuları başlarlar gereksiz sorularla canını sıkmaya:
“Hayırdır Hoca Efendi, eşeğini mi çaldılar?”
“Hocam, hem kim çalmış, biliyor musun?”
“Ne zaman çalınmış senin eşek?”
Bu gereksiz sorulardan canı fena hâlde sıkılan ve bunalan Hoca dayanamaz, patlayıverir:
“Be hey komşular, kimin çaldığını bilseydim ben eşeği hiç çaldırır mıydım?”

Yaşamda her şey dahili. Dalgalar tanır en iyi sahili. Kumların değişir her gün dili.
Kimi gün eser rüzgar. Kimi gün dalgalar coşar. İner, çıkar, dağılır kumlar.
Yaşam günleri her gün sarıp sarmalar. Birbirine benzer.Sahile bakar gibidir.
Hey gidi insanoğlu. Çalışır didinir eli kolu. Bilmez nerelere açılır yolu.
Bir olunca var ile yoğu. Merakla sorarlar çoğu. Soğuğu görünce dağılır camdaki buğu.

Alınınca haklarımız. Çalınınca bahtımız. Hangisi, hangi taraftan anlamayız.
İşte bu derler kaderiniz. Hangisini nereden sayarız. Umutlarımız, hayallerimiz.
Saymakla bitiremeyiz. Anlamayız, bilemeyiz. Soyup, soyanları göremeyiz. Kime, ne söyleriz?
Duygular çalınmış bedende hüzün. Hangi dertleri hangi elekte süzsün. Yüzü dünden mahsun.
Düşünceler karıştırılmış. En güzelleri ayrıştırılmış. Çalınıp nerelere satılmış?

Darda kalana sorma ezeli. Okuma başında boş boş gazeli. Anlayan, anlamayan, olmasın deli.
Sözünde söz olsun varsa çare. Suyla dolmuyor her adı olan dere. Akıl, fikir alışmış darbelere.
Biri vurur kaçar. Biri görür susar. En sonunda kim olur naçar? Adam isen adama sorar.
Ararız çalınan güzel duyguları. Gözde yaşa sebep olan güzel sözleri. Şirinden şirin dilleri.
Kimler çaldı? Bizi bizlerden aldı. Kimler boyun büktü? Kim kenardan baktı güldü geçti?

Güven Gürbüz

25 Ekim 2023

Şebinkarahisar / Ankara

Bir cevap yazın