YER AYNI.TARAF FARKLI.DÜŞÜP, KALKMALI.
Düşe kalka büyür. Feryat figan sesler.
Yayılır kokular. İyi bilir analar.
Düşe kalka yürür. Ayakta fer.
Dizlerde dermanlar. Ne yapsın ayaklar?
Düşe kalka dayanır. Havalar bulutlanır.
Yağar yağmurlanır.Yollar çamurlanır.
Düşe kalka sallanır. Havalar kararır.
Yıldızlar kaybolur. Tutunacak bir dal aranır.
Düşe kalka öğrenir. Fidan gibi yetişir.
Dallarından dallanır. Ağaç misali kök salar.
Yaşamın kıyısından akar bu dere.
Balıklar vurmaz hiç kıyılara. Aldırmaz coşan sulara.
Mücadeledir her işin başı. Ne zaman eğrilir, doğrulur başı.
Çatılmaz ama asla her iki kaşı.
Düşe kalkadır hayat. Zamanla her şey olsada bayat.
İşte budur der hayat.., melat…
Haksızlıklar alır giderse başı. Elinden alırlarken aşı.
Verir yapana da, yaptırana da, kargışı.
Ne dost bellidir, ne düşman. Hepsinden el etek çekti aman.
Elbet gelir bir zaman. Olur der soran.
Düşe, kalka derken yaşamaya.Zorluklardır getirir her aşamaya.
Varmı daha dünü, bu günü, hatırlatmaya?
Yönetemeyen yöneticiler? Dalkavuk koşturucular?
Emme basma tulumba misali, baş sallayıcılar?
Emeğini hor görenler? Adam seçenler, seçtirenler?
Kıyak geçenler? Ezenler, ezdirenler? Daha neler, neler?
Yaşadıkça görür. Çektikce öğrenir. Baktıkca fark eder.
Duydukca anlaşılır.Anlattıkca anlatılır.
Düşe kalka derken anlamaya. Sağır sultan yok duymaya.
İş gelince uygulamaya. Boş, boş, bakılır sahaya.
Yaşamda her an bir hamle. Hamle, olamazsa ya bir damla.
Bir daha, bir daha, tekrarla.Sonra düşme birde dile.
Çok olur bağrışanlar. Bilmezler ki; Düştüğün yer değişir.
Yer, her yerde seninle birleşir.
Bir yere düşmek vardır, birde dile. Kim ola ki haline güle.
Onlarda da vardır bir hile. Getirmez dile.
Hoca Nasrettin diyelim. Ne haller gelmiş başına bilelim.
Sözü fazlada uzatmayalım.
Ne Fark Eder ki?
Nasreddin Hoca günün birinde pazara gitmeye niyetlenir
ve ahırdan eşeğini dışarı çıkardıktan sonra binmek için birkaç hamle yapar.
Ancak her defasında başarısız olur. Kendisini iyice toparlayan Hoca
son bir hamle daha yaptığında eşeğe bineceğim derken öbür tarafa, burnunun
üzerine düşmesin mi? Hoca’nın eşekten düştüğünü gören çocuklar hep bir ağızdan;
“Hoca eşekten düştü, Hoca eşekten düştü.” diye bağırışınca, o da kendisini şöyle bir toparlar ve;
“Yahu çocuklar, ne bağırıyorsunuz… Ben zaten eşeğin öbür tarafında da yerdeydim,
şimdi de yerdeyim. Ne fark eder ki” deyiverir.
Düşe kalka dedik bu hafta. Herşeyi bir ölçüp, bir tarta.
Haksızlıklar ağır basar ne yapsakta.
Bize düştü yazıp çizmek. Yazan el, duyan kulak.
Bir oradan. bir buradan. Hatırlatmak.
Düşe kalka geçen yaşam. İnsanoğlunun çoğunda hep dram.
Elimde kalıyor neresinden tutsam.
Haksızlıklar bıktırır. Hem söyletir, hem yazdırır.
En kötüsü de yapanların çoğalmasıdır.
Düşe kalka bir ömür. Nihayetinde bir gün tükenir.
Kervan yolunda yürür.Nereye ne ekersen o büyür.
Güven Gürbüz
14 Ekim 2023
Şebinkarahisar / Ankara