ÖLÇÜ İLE AYAR, AYAR NASIL KAYAR?
Ekmek davası yaşamın en büyük gayesi. Teknede hamuru, yoğuru, yoğuru, ocağa gitmeside var doğru, bunun odunu,ateşten yanan od’unu, uzatırken yakma kolunu, pişmiş taze somunu, ununu, suyunu, tuzunu, katıklısını, katıksızını, süsler sonunda sofrasını. Birde bunun evveliyatını unutmamalı. Çiftini, çubuğunu, öküzünü, motorunu, harmanını, patozunu, denesini, tohumunu. Birde bunun daha, daha, evvelini bilmeli. Havasını, toprağını, yağmurunu, selini, fırtınasını, dolusunu. Bir buğdadan bin buğday, ekmek davasına demesi zor kolay. Var olanı tüketmek, yok olanı üretmekten kolay. Ekmek davasında ayar, ölçü ile hizalar. Eğerim ki kayarsa ayar. Kapıya dayanır zarar. Ölçeriz, biçeriz, Hepimiz çok şeyler biliriz. Atarız, tutarız, yan gelir yatarız. Ekmek davasında kazanan. Ekmeğini kazanan, sofrasından eksik etmeyen gariban. Ondan iyisi varmı bu dünyadan. Geçim dünyasında ekmek davası yılların anlatılan sevdası. Bu uğurda yaşam mücadelesi, idame etmek için hayatın elzem gayesi.
İnsanoğlunun yaşamına etki eden olumsuzluklar almış başını giderken, ne ölçü kaldı, ne de ayar. Har vurup, harman savuran, kapıya dayanınca el aman, dayan dizlerim dayan. Ne siparişler verdiniz, ölçtünüz, biçtiniz, iyiyi kendinize, kötüyü başkasına yüklediniz. Ne söylediniz, ne söylettiniz. Kulak ardında, baş bir yanda, salla bir o yana , salla bu yana. Yönetemeyen yöneticiler, dünyanın her yerindeler. El ense gezenler mi, kafası bozulunca dudak büzenlermi, adam seçenlermi, köşe tutanlarmı, hava atanlarmı, caka satanlarmı, koltuğa yapışanlarmı, çıkara kul, menfaate koşanlarmı. Verene el etek, vermeyene at dirsek. Kim bunlar diye sorsak, cevap havada soğan sarımsak. En tepede gezenler, en çok sözü edilenler. Ülkeler ellerinde derbeder. Savaş derler, zulm ederler. Ekonomi derler aç korlar. petrol derler vananın başını tutarlar, Gaz derler, saz çalarlar. Bir açar, bir kapatırlar. Ülkeler ülkeleri de meletirler. Kim kurt, kim kuzu. Sözü geçenin sözü sözlükte kalır. Ne kitap denir okunur, ne suyu sıkılır içilir. Doğru söze ne denir. Dön sırtını yat Bekir. Ne olacak senin bu halin, çok ta pektir. Sanmaki senden tektir. Derdini bölsen ortadan, gören kaçar dört yoldan. Sözümüz tekile değildir, çoğula. İyi bakın kovandaki oğula.
Velhasılı her şeyde var bir ölçü ayar. Yönetende kalmassa ölçü, yönetilende vermeli ayar. Ekmek davasında ön planda geçim dünyası var. geçim dünyasına uzanan savaşlar da var. Savaşlar yok etmek için var. Savaşlar şimdilerde çeşitleri ile yarışırlar. Teknik, pratik, atomik, nükleerik, biyolojik, ekonomik. Ne top, ne tüfek. Ölçü, ayar burada da sırasını sayar. Yönetemeyen yöneticiler burada da yine baş rollerdeler. Ekranlarda, meydanlarda, medyalarda, paralılarda, varlıklılarda, tepelerde, zirvedeler, el üstünde, kürsüsünde, pozunda, süsünde, kelimelerin en etkili sesinde, tenor, bariton, bas, soprano. Ölçü, ayar burada da ne arar. Bangır bangır bağıranlar, hak, hukuk arayanlar, hesap soranlar. Dünyanın her yerinde, ekranların gözü önünde. Hep haklılar, haklılar, haklılar. Hakkı ile dostlar. Ya garibanlar. Onlarda ayar olmayanlarla başlayan hayallar, ölçü biçi kalmamış, market, pazar, hepsinde değmiş nazar. Kimi yazar, kimi bozar. ne insaf bulur, ne merhamet. Kalmamış der büker boynunu, kendi kendine eder durmadan keder.
Kısa olsun özolsun, Söz yerini bulsun diyelim. Yazmışken Hoca Nasrettin’den de bir değinelim, ölçü ayara bir örnek verelim.
“Yoksa Bizim Ölçü Bozulacak”
“Günün birinde pazara gidecek olan Hoca’ya hanımı;
“Hoca Efendi, bana pazardan bir elbiselik alıver.” deyince Hoca da;
“Hanım, ne kadar olsun?” diye sorar.
Hanım kollarını açınca, Efendi de kendi kollarını açarak bir uzunluk belirler ve pazara doğru
koşmaya başlar. O sırada Hoca’nın karşısından bir tanıdığı gelince Hoca;
“Arkadaş, çekil yolumdan, yoksa bizim ölçü bozulacak.” deyiverir “
Ölçü ayar kaçınca, ben allahın bir kulu, kalem ele gelince, ne yazılır sizce. Yazdıklarımız kimine göre bir bilmece.
Anlayan anlasın gönlünce. Kemençenin sapı boyu, hep bir huyu. yazdıklarımız olursa dipsiz kuyu. İçmeyede bulamazlar suyu. Bizler yazmassak, sizler okumassanız, nasıl anlarız sağı solu. Kimi eğri der, kimi büğrü. Hak bildiğin yolda yalnız yürü. Artık sadece habere bakıp geçiyorum. Habercilere başarılar diliyorum yolları açık olsun. Sadece Şebin Medyam ile bir de Ahmetin gazetesinde köşemden yazıp çiziyorum. Okuyanda sağolsun, okumayanda. Dileğim odur ki halkımız her daim aydınlasın.
Sevgi ile kalın, sevgide buluşalım. Ne harlıyalım, ne horluyalım. Mütevazi olup küçümsemeyelim. Taş yerinde ağırdır diyelim. Sevdiklerimize her daim kucak açalım. Okuyalım, okutalım. Ne okumuşundan, ne de okumamışından, her ikisinden de cahil kalmayalım. Okumanın, okutmanın önünü açalım. Dedikodulara değil gerçeklere kulak asalım.
Sevgiyle kalın.
11 Haziran 2022
Şebinkarahisar / Ankara