Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinin değişmez kaderi kalkınma ve gelişme sorunu.
Doğudan batıya göçü, batıdan doğuya çevirmek, akan dere ırmağını tersine akıtmak gibi bir şey olsa gerek.
Gelişimin durduğu yerde, arayışın gelişmişe yönelişi, metropollerin yükünü gün be gün artışına davetiye çıkarmaya yetiyor. Kıtkanaat geçimin insanoğlunun sırtında kambur oluşu, günden güne başını biraz daha öne eğişine, sosyal gelişiminide zayıflatmaya devam ediyor.
Metropollerde yaşayanlar, ata yadigarı memleket topraklarından uzak, sıla özlemi ile tüm zorluklara rağmen yaşam mücadelesini sürdürmekle yükümlü. Bu yükümlülüğünü nasıl ve ne şekilde yerine getirdiği ise ayrı bir sorun. Ekonomik açıdan ise hep tartışma konusu. Bir yanda ise, en güzele, en rahata, en iyiye, daha da çoğuna, özlem içerisinde, çoğu kez kişisel benlikler dahi, kimi gün siyaset uğruna, kimi gün mevkii, kimi gün şan, şöhret uğruna ne oldum delisi olmayada yetiyor..
Sosyal adaletsizlik boyutunda gayri adilane gelir dağılımı, zengini daha zengin, fakiride daha fakir olmaya itiyor…
Yıllardır memleket topraklarında gelişimin önünü açmak için çabalayan Şebinkarahisarlılar, 1933 yılından günümüze kadar tek bir şeyin hayali ile avutuldular.. VİLAYET OLMAK.
Vilayet olmaktaki gerekçeleri, 1933 yılında alınmış illik hakkının iadesi, staretejik durum, az gelişmişlik, yoğunlukla yaşanan göçler, kültür ve turizm açılımı, çoğrafi koşullar vs..bir çok sebeplere dayandırıldı. Günümüze kadar bir çok ilçe bu gerekçelerden sadece bir tanesine karşılık il ilan edilirken, Şebinkarahisar’ın illik mücadelesi hep göz ardı edildi. Dikkate alınmadı. Kayda değer görülmedi.
Son yerel seçimlerde iktidara bel bağlayan halkın büyük bir çoğunluğu, Belediye başkanlığıda iktidardan olsun dedi. İktidardan olmak iktidarlı olmak, hakimiyet, güç, hizmet, söz, güvence vs..olsa gerekti..Eşitlik ilkesinden pay almak bu payı adilane dağıtmak, demokrasilerin vaz geçilmez kurallarından, insana insan gibi hizmet etmek en güzel adaletli hizmet olsa gerekti..Adaletin terazisi elinde tutana göre değişmeyeceğine göre, ilahi adaletinde tecelliside elbet yarım kalmayacaktır.
Bir memleketin önünün açılması, gelişip, kalkınması için çaba ve gayret ile uğraşanlara, siyasi gözlüklerle bakmak yerine, “..Burası hepimizin memleketi, acısı, sevinci, derdi,kederi, çileleri, elemleri,sorunları ile hepimizin memleketi, bizim memleketimiz….diyerek, bir ananın evladına sahiplenişi gibi sahiplenmek, müsbet adımların atılması için yardımcı ve destek olmak gerekmez mi? Bir adım yanaştığında, on adım yanaşmak, sarılıp özlemlerimize, ..hasretlerimiz bitsin, memleketimizin yüzü gülsün artık…demek bizlere yakışmazmı..? Nerde atalarımızdan kalan o şefkat ve merhamet..? Nerede hani komşusu aç iken tok yatmak olurmu…. sözünü söyleyen dillerimiz..?
Giresun Milletvekili sayın Özkan ve arkadaşları tarafından hazırlanarak yasa teklifi haline getirilen önerge ile Şebinkarahisar’ın Vilayetlik konusunun, meclis komisyonlarına alınıp, görüşülmeye başlanmasını ümit ediyoruz. Ülkemizin manevi duygularla dolu değerli milletvekillerimizden, memleketimiz Şebinkarahisar’ın 76 yıllık özlemine artık tamam diyerek, yöre insanınmız ile birlikte Şebinkarahisarlıları sevindirmelerini bekliyoruz..
Bir çok Şebinkarahisarlı asil ve duygulu insanlardır. Kendilerine karşı duyulan manevi hisleri iyi duyar ve hissederler. Vefasızlık göstermez..Vefasını gösterenleride asla unutmazlar..Sözünde durmayan siyasilerede yeri geldiğinde en sert yanıtını vermektende çekinmezler. Bu yanıt demokratik anlamda sandıktadır..Şebinkarahisarlılar kurdukları dernek ve vakıflarda aldıkları kararlara sadıktırlar..
Eğer isterlerse diyebilirler ki… “..Vilayetlik hakkımız yoksa…Sizede verilecek Oyumuz yok..”
Yurdun ve dünyanın her neresinde olursak olalım, kalbimiz hep memleketimizde atmaktadır..Oralar bizim ata yadigarımızdır..Gönül arzu ederdi ki..Oralarda hizmet etsek..Oralarda çalışsak..Oralarda kazansak..Oralarda büyüse torunlarımız..Oralarda yetişse fidanlarımız..Ekmek kapımız oralarda olsa…Yurdumuzun her bir karış toprağı aynı oranda kalkınsa gelişse..
Mevcut potansiyel durumlar buna elverişli olmasa dahi bir gün yöremizde de gelişip, kalkınacağımıza, yükünü kaldıramayan metropollerden geriye dönüşlerin mutlak surette gerçekleşeceğine doğa kanunları bile evet diyecek..İnsanoğlunun gelişim evrenselliği, doğa ve tabiatla eş anlamda süreğenliğini devam ettirdikçe, doğa insanoğluna istediğinden hep fazlasını vermeye muktedirdir..yeterki içimizdeki pozitif enerjiyi açığa çıkarmasını bilelim..
Şebinkarahisar bir garip diyar, Gece gündüz çağıldar sular,Aşıklar; “.. senden başka vefalı var mı yar ..”der…Ne küser, ne surat asar, o bize bakar, biz ona..Kalsakta en sona..Ne sıcağa pes ederiz, nede soğukta donar..Eğribelde tıkansada yollar, Devlet baba der..yürüyerekte aşar bu ayaklar..
Bu memleket ne bakanlar gördü, ne milletvekilleri, ne başkanlar ve de şaşkınlar.. Vilayete giden eğimli dar yollar, hiç birinden de verdiğin söz ne oldu diye sormadılar..Olsaydı ağızları, konuşsaydı dilleri, söyleseydi Eğribel yollarında tercüman olurdu da muhabbet kuşları, anlatırdı halleri..Ne hastalar yollarda kaldılar, Vilayetine kavuşamadan mefta oldular. Zemheride soğumadan teri yürümekten, derin bir nefes en içten….”Hakkımı helal etmiyorum..” dediler..Gözlerini yumdular..Duysun şimdiden duyması gerekenler..Nerede kaldı yapılacak tüneller..Vilayet olsaydı buralar..Çoktan yapılmazmıydı yapılması gereken yollar, tüneller, otobanlar…
Yazdıkça yazılır yazıldıkça bitmez bu yazılar..Yazarlarımızda yazdılar..Yazacaklar..Anlaması gerekenlerden kimbilir ne kadarı anlayacaklar..Ümit ediyoruz ki anlaması gerekenler bir an evvel anlasınlarda bir yöre insanının sesine kulak versinler..Şebinkarahisar’ın da tıpkı kendisi gibi 1933 yılında vilayetliği elinden alınıp, tekrar illiği iade edilen ilçeler gibi İL yapılsın..
Desteğini esirgemeyen insanlarımıza sonsuz teşekkürler..
Güven Gürbüz
Genel Yayın Yönetmeni
Salı, 06 Nisan 2010 16:17