Uyusun da Büyüsün Ninni.
Benim uykularım da sizin olsun. Gaz lambalı gece sohbetlerini hatırlasın ihtiyar dostlarım.
Derin bir uykuya yatmış gece. Aslında gündüzlerin varlığı bile tartışmalı. Uykular derin, uykular yalnız, uykular uykusuz, hayat uyu diyor. Yum gözlerini, açma, zarar gelmesin dallarına. Hayat uyu diyor. Aziz Nesin’in bir şiirinde bahsettiği gibi “Uyusunda büyüsün ninni, büyüsünde küçülsün ninni, küçüle küçüle yok olsun ninni.” Ve şöyle bitiriyor şiirinde üstad; Dinlenmişti büsbütün artık dinlendiğini anlayamazdı..
Benim uykularım kaçan cinsten, durmuyor beşiğinde durduğu gibi. Konuşturuyor bazen gecelerimde sipsivri düşlerim gibi. Haksızlıklarını dere tepe koşturan yılkı atına benziyor dost bildiklerim.
Tatillerde değil uykularım. Hiç derin değil. Kışın karıncanın yuvasında geçirdiği gibi tatillerim ve onun kardeşi uykularım. Milyonlarca yıl daha geçse, değişmeyen dostlarım oldukça yine aynı olacak.
Ne farkeder ki masada eğri dursun vazo ve yine çiçeği susuz kalana kadar diri ve genç.
Bir bahçede, bir gönülde yeşertemedikçe. Yine çoğaltamadıkca vazolar ve çiçekleri.
Rüyasında görmüş gibi anlatır bazıları. O bazıları.. Hadi bırak beni kendime, çık artık uykularımdan rahat ve huzur bulayım. Yorgun düştükçe ağır.., ağır…
Göl sularının üzerine düşen yaprak gibi bırak süzüleyim hayat!.. Yine bir dere boyunda takılıp kalayım biraz, ne zaman ki gür sular yanımdan akarsa ve ne zaman o suların içinde coşarsam takla atarak.
Bir ağaç dalının üzerindeki yaprak, nasıl da jet ski yapıyor desin diğer yapraklar. Sonra büyük bir gölde durulayım.
Yazamadıklarımda olacak elbet, yazmak isteyipte yazamadıklarım. Onlar bende saklı kalsın.
Bırakın hiç yazılmasın. Uykular yine derin kalsın, üstüne üstlük birde horlayalım. Ne de güzel horluyor desinler. Anlatmayın kendinizide o kadar, buz gibi bir şalgam suyunu içer gibi için, arkasından bir daha, dahada.. için, için… Yalniz kendiniz için. Benim içinde için. o kadar derin olsunki uykularınız.
Kolunuza dokunan Annenizde olsa şefkate üstün gelsin inadına daha derin uyuyun.
Benim uykularım da sizin olsun. Gaz lambalı gece sohbetlerini hatırlasın ihtiyar dostlarım.
Bir idarelik etrafında, bir gaz lambası, sonra ampul olsun, sonra projektör ama yine uyanmasın.
Uykuların insanı. Çünkü uykularını uyutanlar hep olacak, bir biz uykusuz kalacağız, bir bizler.
Kimbilir, şair bir gün söyle yazacak; Uykusuz gecelerim, ben hep seninle gecelerim, ne uykular uyudum, nerde kaldı, boşa geçen günlerim.
Sağlıcakla kalın. 05 07 2003 Ankara – Çankaya. Güven Gürbüz