15 Haziran sabahı, Şebinkarahisar rüzgarı ile havalanan ak güvercin misali yüzlerce insan seli, oluk gibi aktı Oran yollarına. Estikçe esti, Türkiye’yi aştı gazetelere manşet oldu. Kürsüde alışılageldik seçim nutukları değil, sevginin, şefkatin, ve Şebinkarahisar sevdasının ılık nefesi esti. Rüzgarlar hep Ankaradan esmez, Şebinkarahisar rüzgarınıda görün bir hele, estimmi yaman eser, yazdırır adını, tarihe, sadakati, hoşgörüyü, vefakarlığı, sabrı, hasreti, kısaca manevi gücün nelere kadir olduğunu anlatır. Bir sandık içinde sunar bir genç kızın canı bildiği çeyiz sandığı gibi. Duygular sadece sözle dizeleşmez, yüzlerce insanın omuzunda abideşir, İade-itibar, hak, hukuk çerçevesinde, anlam bulur arzular, istekler.
Anadolu halkının yüreğinin derinliklerindeki sevgi ateşi, köz,köz oldu Şebinkarahisar’lıyla birlikte, davul zurna eşliğinde alevlendi. Hey gidi bir zamanların karaoğlanı, Kıbrıs fatihi, göremedin bizleri, camlar kapalı, ama yüreklerdeki pencereler açıktı. Sen görmesende gördü halkın seni. O halk ki kurtuluş savaşında şehitler vermiş, sırtında cephane taşımış anaların evlatları. Ekecek tarlası olmayan, tütünü elinden alınmış, ineğini dağda kurda yem etmiş, çaresizliği çare edinmiş, bağrına taş basıp evlatlarını gurbete salmış biçare hemşerilerin. Tek birşey isterler İADE-İ İTİBAR. Bu bir onur yarışı, bu bir haysiyet. Bu bir karahisar sevdası. Ve bu sevda İllik hakkı geri verilene kadar sürecek, bitmeyen sevda.
Bırak bu gün Ankara rüzgarı sussun. Bırak bu gün Şebinkarahisar rüzgarı essin. Demokrasi adına, özgürlük adına, çağdaşlık adına. Bırak tek yürek olsun. Tarih tekerrürden ibarettir, derlerya hani. Bırak Şebinkarahisar’da ” İL” olsun artık. Bir bayrak yarışıdır hani demokrasi, Birde etrafına bak burukluğunu içinden atamamış, ezilmişliğini sırtındaki yamalı ceketinde, nasırlı ellerinde gören.
Kucağında üç aylık bebeği ile yola düşmüş gelinler, sakalında doğal beyazlığını yakalamış 70 lik babam, dedelerimiz, kasketinin altında küçük göller oluşmuş, bir türü çıkartmayan emiceler. Onlarda yokmu bu yarışta. Hadi canlan artık Türkiye, gözünü açta bir bak etrafına neler oluyor. Şebinkarahisar halkı tüm dünyaya sesleniyor. Hak verilmez Alınır. Birgün hakkını alacağına inanıyor. Ve bu inançla genç, yaşlı, ihtiyar, sevgi yumağı olup, Ankara yollarına adını yazdırıyor.
Hayri Bakıcı, yıllarca bu sevdanın içinde yol almış baba adam. Bir arslan gibi kükrediği kürsüden sadakati vefakarlığı, sahiplenişi, serdenişi, damga gibi vurdu. Gözlerimiz doldu. Bir şebinkarahisarlı asaleti ile yakıştı, yakıştırdı. O ilk ve son değil. O bir öncü, o bayrak yarışında önde koşanlardan. Hep birlikte koşmaya devam edelim.
Ankara’nın taşına bak. Gözlerinin yaşına bak, Biz gönülleri fetheyledik. Şu feleğin işine bak.
Ankaranın protokol yolu, heryeri hemşerim dolu, Biz ablamızı başımıza taç eyledik, şu vefazsız
kalanların haline bak.
Sağlıcakla kal, tüm şebiinkarahiarlı halkım. Sendeki o koca yürek varken, daha ne meydanları inletirsin.
Atatürk’ün çizdiği yolda, hür ve sert adımlarla demokrasi adına, hür seslenişinle adını tarihe
yazdırırsın. Ensesinde dostluk ve sevgiyi meşale gibi taşıyanlar, elbet birgün hakkeddiği değerlere
kavuşacaktır. Bu değerlerki demokrasinin kaldırım taşlarıdır. Bu taşlerı sökmeye kimsenin gücü yetmez. Sağol varol Tüm Şebinkarahisar halkı ve onunla omuz, omuza verenler.
GÜVEN GÜRBÜZ – ANKARA-ÇANKAYA
15 Haziran 2002