HAYAT DEĞİRMENİNDE, DÖNER YERİNDE

Hayat engebeli bir yokuş, çıkam dedim çıkılmıyor.

Dost dediğin buruş, buruş, çıkara menfaate kul olmuş.

 Tutam dedim elinden, eli inmez belinden,  tutulmuyor.

 Bir elinde orak, bir elinde burçak, biçem diyor biçilmiyor.

Toprak çapa ister, dost dediğin ruzgara küser,

Rüzgar bayırdan eser, başaklar boynun eğer..

 Ayaklarıma tiken batar, koşam derim koşulmuyor..

 

Sıla tüter gözünde, kimbilir kim kandırmış bir kadehe duvar dibinde.

Çekmiş perdeleri, kapatmış kapıları, başını vurduğu duvarları, yıkam diyor yıkılmıyor..

Acı gelir doğru ise sözün aslı, Kapatmıyor yüreğine dert olmuş faslı,

Kapıları kilit tutmuyor, anahtarı paslı,

Gönül kapılarını açam diyor açamıyor.

Neyleyim ben seni, senin gibi çok deli,

Hepsi de Ali Veli, Hasan’ı, Hüseyin’i gören olmuyor.

 

Açmış ellerini gökyüzüne, tutmuş soğuk tenin esen bahar yeline,

Doldurmuş gamı kederi bardağına içem diyor, içemiyor.

Hiç kimseden çekmediği kadar çektiği birde nasırdan,

Medet umar bir soğan kabuğundan,

Çıksın artık bu nasır diye ayağına sarar,

 Soğan sararmış, nasır ayaktan çıkmıyor..

Ayak ayak değil, soğan çürük, nasırı koparıp atmıyor.

 

 

Dostum hayat küsmez sana, Bir karış toprakta kalmaz bana.

Bir çift sözü küpe et diyeceğim kulağına,  

Kulakta başta bir gün duyurmaz olur sana.

 Elin ayağın titrerde bardak düşerse yere,  Kırığına el atma batar bir yere,

 İstemem olmasın hiçbir yerinde yara, bere.

El üstünde tutardım seni ama vefa sözümde durmam diyor.

 Sefa çıkara kul olmuş, ben sahibimi tanırım diyor..

 

 

Ne has idi gül cemalin tebessüm ederken,

Düşüpte yere tutam elinden derken,

Vakit geldi ne çabuk erken,

Akrep ile yelkovan yerlerini terketmiş,

Saat yere düşmüş,

 O’ da çoktan bitmiş,

Yayı bir yanda, zili bir yanda toplanmıyor.

 

Söğüt altında eserken ruzgar, uyku tutmuş.

Rüyalarına girem diyor giremiyor.

Eyvah uykuda çok derinden gitmiş..

Uyanam diyor uyanamıyor..

Ebedi uykular çalar kapıyı, ne sabahlar olur, ne akşamlar,

 Durur bütün zamanlar, mazide kalır dost ile anılar,

 Gel bir daha geriye desen, bir daha geri gelmiyor.

 

 Ömür ile umur, ararsa birbirin bulur,

Tuttuğunda büyür, bıraktığında ölür..

Ömür işte ne dersen de..

Kimine çok verir dellendirir, kimine az verir dillendirir,

En sonunda yine aynı elbiseyi giydirir.

Yatak yorgan istemez..

Yağmur da ıslanmaz, toprak ana sarar bırakmaz…

Güven Gürbüz

Bir cevap yazın