Yabana Atmayın!..

Adına ne derseniz onu deyin, laf ile alın verin, veriştirin.

Ama asla hiç kimseyi ne horlayın, ne de küçümseyin.
Unutmayın ki unutulan, küçümsenen değerler,
Gün gelir gözünüze sürmeler çeker.
Hangimizde o kafa?,
Hangimizde o ruh? Demeyin.
Sizin göremediklerinizi gören gözler de vardır,
O gözlere bakmayı da deneyin.
Hayat bir su gibi akıp giderken,
Sessizce dere kenarında balık tutup,
Kendiniz pişirip ve de kendiniz yerken, unutmayın!..
Fırtınada ısınacak kulübemizde olsun, Şu yamaçlarda.
Diyebileceğinizi de düşünün.
O dağları, o yamaçları bu kadar bozkır niyetine yabana atmayın,
Baharda kuzunun, dananın, ineğin yaylım alanı olacağını da hesaba katın.

Bırakın o geçmişteki yoz kafaları, çağın derinliğine inin.
Gözlerinizi bulutlara dikmiş bakarken,
Sağanak yağmurda şemsiyesiz kalacağınızıda düşünün.
Havaların serinliğine aldanıp, ince mintanla gezerken,
Birden bire kar yağacağını, ceketsiz kalacağınızı da düşünün.
Herbirimiz, birbirimizi tamamlayan toplumsal yapı taşlarıyız.
Kaldırımmlarda bile yürürken bir taş eksik olsa,
Arabanın tekerlekleri, içindekileri zıplatıveriyor.
Kafanızı tavana vuruyor da  Ah diyorsunuz.
Oysa ki o yollardaki kaldırım taşlarını yabana attığınızı dahi unutuyorsunuz

Hiç kimseyi yabana atmayın.
Hiç kimseyi kendinizden alçak, seviyenizden düşük görmeyin.
Bir gün gelir, kendinize baktığınız aynada,
Kendinizide tanıyamayacağınızı da hesaba katın.
İnsanoğlu hücreler zincirinden oluşmuş bir bina gibi dimdik ayakta iken,
Bir de bakmışsınız ;
Yıllarca, yavaş, yavaş, dökülen duvarlar, yıkılan, çerçevesiz pencereler,
Bir de bir gün yok olmaya yüz tutmuş yapı gibisiniz.
Artık en son çare bir toprak yığını.
Sonra yeni yapılar yine aynı yerde, yine aynı Şehirin ıssız sokaklarında,
Önüde bir sokak lambası,
Yine ayn geceler, yine aynı gündüzler..
Devran bu ya¦
İnsanoğlu etten kemikten,
Bir de içine tanrının üflediği ruh ile,
Ayakta duran canlı, ne hale geliyor¦.

Yine en son görev Hakkınızı helal ettinizmi? sorusu.
Gösterilen, muhatabına son görev.
Bu yapıda buralardaydı bir zamanlar
Diyecek, geride sırasını bekleyenlerle birlikte

Sen sen ol. Yine sen sen ol..
Haluk bilmezse, Halik bilir,
Kul görmezse, Allah görür..

04.12.2005 – Ankara – Çankaya