HANİ BİZİM CEVİZ FESTİVALİMİZ VARDI
Şebinkarahisar’ın hızla eriyen nüfusu, önü alınamayan göçleri, ulaşımda yaşanan sorunları, büyükşehirlere uzaklığı,istihdamın eksikliği, tarım alanlarının ve çiftçiliğin azalışı, heyelanların engellemeleri, yatırımların kifayetsizliği, halkın ısınma, sağlık, geçim, yaşamsal sorunları vs. ile uzadıkça uzarken, bir diğer güçlü kolu metropollerde memleket sevdası yolunda.
Her yıl bahar gelende, mor menekşeler açanda, soğuk sular çağlayanda, koyun, kuzu meleşende, tutulur memleket yolları. Büyür küçük dev adam, masalları süsleyen atlı prenslermi, pinokyolarmı, keloğlanlar, pamuk prensesler vs. Her biri yıldız gibi parlar, çarşısından, pazarından. Yıldız kümeleri gibi her biri bir dağın başını tutmuş uçsuz bucaksız köylerinde. Kavalını çalan çoban, eskilerden ne varsa, hepsi oldu yalan, derken, yollar kendi kaderini kendi çizer, her doğa ana ile kapışmasında. Kimi viran olur, kimi heyelana kurban.
Velhasılı, memleketin gözünün yaşı hep içine akar. Babaların gözyaşları gibi. Ne kimse görür, ne kimse duyar. Sessizce bir kenarda memleket kendi kendine söyler. Ne duyan kulaklar sağır oldu, Ne görmeyen gözler kör, Akıl fikirle buluşamadan daha buhar olur söylenen, verilen sözler.
Uzadıkça uzar, sonu yok yazmanın, kaldı mı ki yaşam sende zamanım. Bir demli çay doldurda içelim hanım, derken, ılgıt ılgıt esen bahar yeli, çağrıştırdı Şebinkarahisar’ın dünyaca ünlü cevizini, birde onun festivalini.
Korona sardı bir çoğunu, kimi mefta oldu, ayrılığın olmamalıydı böyle sonu derken, Tiken üstünde tiken, gidiyor yavaş yavaş bizleri üzen. Gelmesin bir daha derken, beklentilere hasret memleket insanı bu yılda görmek ister ceviz festivalini. Şimdiden hazırlanıp, küçük dev adam kükremeli kuzeydoğu Anadoludan, Bir zamanların Şark-ı karahisarı, inletmeli festivali ile dağları taşları. Koşup gelmeli duyanları. Çevre ilçelerde elele vermeli, bir zamanların büyük ağabeyi, hal, hatır, kıymet değer bilmeli. Hak ettiği değeri hiç olmazsa festivallerle adını duyurarak bildirmeli.
Çayırında, çimeninde, bağında, yaylasında, buram, buram, Anadolu kokan, kendine has kokusu ile hiç bir yerlere benzemeyen dokusunu, havasını , suyunu, içten içe yanan , kavrulan, buz gibi suları görünce sönen, bağrındaki köz köz ateşi söndüren, durultan, sakinleştiren, ruhunu dinlendiren göllerinde, vadilerini saran coşkun suların, barajında bir araya geldiği gibi koşsun dört bir yanından. Burası da benim memleketim diyen. Ataları canlansın, geçsin gözlerinin önünden. Yerine getirilmemiş sözleri, ahte vefaları, sıla-ı rahimleri. Kim bilir belki bu son görmemiz olur diyenler, kendini sorguya çekenler, atalarının sözlerini, öğütlerini, vasiyetlerini hatırlayanlar çıkar. Bir koca dünya canlanır birden gözlerinde. Unutulmuş, bir kenara atılmış, paslanmış duygular canlanırlar. Memleket havasındandır işte canım der. Ne olduysa şimdi birdenbire akmaya başlayan burnunu siler, gözlerini kısar, buruşuk mendiliyle arkasını döner siler. Duygular canlanırken memleket topraklarında, geçen zamanın kıymeti daha çok anlaşılsa da, gidenlerin dönmediği, göçenlerin bir daha dünyaya gelmeyeceği bir kez daha hatırlanır.
Memleket hikayeleri ile süslenen Şebinkarahisar geceleri sabahı tez eder. İyileşmeyen yaralar şifayı bulur, her ne kadar da gecelerin ne kadar uzun olduğunu hastalar bilsede, yanında dert ortağı dostları şifa niyetine baş ucunda, gönlünü okşadıkça, canlanır ruhunda en güzel düşler. Mutluluk budur işte der.
Cevizi ile ünlü olmak kadar çıkardığı değerlerle de nam salan Şebinkarahisar’ın düzenleyeceği etkinlikte varlığını hissettirmesi beklenir. STK larla işbirliği içerisinde çok güçlü organizasyonlara imza atılabilir. Bir çok gerekçelerle her yıl iptal edilen, en son korona yılları ile iyice unutulmaya yüz tutmuş festivalimiz bu yıl gün yüzüne çıkmalı. Kendini göstermeli. Bacasız sanayinin ses getiren etkinliklerinin memlekete değer ve önem katacağını biliyoruz. O’nun için ne demeliyiz. Elele vermeliyiz. Festivalle bir araya gelmeliyiz. Yeri göğü inletmeliyiz. Şebinkarahisar burada diyebilmeliyiz.
Ha gayret Şebinkarahisar. Bahar rüzgarı en derinden eserken, gönüllerde de iz bıraksın. Bilmem kaçıncı bahardı. Memlekette varıdık, hiç unutamadık. Anılardan gönüllerde ilmek, ilmek, dokuduğumuz halımızı, her gittiğimiz yerde gönül dostlarının önüne sermeliyiz. Anlatmalıyız. Çünkü biz Şebinkarahisarlıyız.
Gönülden gönüle yol çizen tüm sevgili dostlara,
Sevgi ve hürmetle..
Güven Gürbüz
24 Nisan 2022
Şebinkarahisar / Ankara