Kimbilir Bir Gün

Ararsın bir gün o günleri,
O günlerle birlikte bir gün hayatta olmayacak insanları.
Terk i diyar ettiğin mor sümbüllü bağları.
Dedeni Neneni, emicelerini, ablalarını, bacılarını.
Yıllar sonra bir gün özlediğinde kokusunu memleketinin,
Derin bir iç çekeceksin belki. Bir yana eğilecek boynun.
Kim bilir anlayacaksın hatalarını, kim bilir kırkında, kim bilir yetmişinde.
Belki bir yudum su dahi verenin olmayacak.
Hapishane gibi gelecek Büyük şehrin aydınlık geceleri.
Sigaranı her tüttürdüğünde boğulacaksın düşüncelerinle.
Kim bilir düşleyeceksin, gözlerini kaparken dahi doyasıya yaşayamadığın o gençlik yıllarını.

Bir güzel söz duyacaksın emicelerinin birinden.
Hele gel oğul, özledim bir öpeyim seni diyecek.
Nasırlı ellerinde göreceksin mazide kalan büyüklerini.
Gelin bacının nasırlı ayağına vurduğu çapanında sapı kırılmış olacak.
Bir damın tepesinde üzerinde kediler yatacak.
Bacılarını arayacaksın, kim bilir köylerinde fırın kurusunu ıslatıp birlikte yemeyi isteyeceksin, Yanında da katıklı çorba.
Söğüt ağaçlarının altında serinlemek gelecek aklına.
Yoldan geçen yaşlı dede hayatını anlatacak saatlerce,
Göz kapakların kapanıncaya kadar dinleyeceksin.
Terapi yerine geçecek en iyi psikologlar bile çözüm bulamadığı ruh haline,
Yeniden kavuşacaksın.
Kim bilir anlayacaksın belki mazide terk edip gittiğin,
Bir daha hiç hatırlarını dahi sormaya gerek duymadıkların.
Onlar birer hayal gibi duracaklar memleket yollarında.
şehirden gurbete giderken otobüsün camlarına doğru, eğile, doğrula selamlayacaklar. Öpücükler yollayacaklar. Memleketten birer buse kalacak yıllarca hafızanda.

Kim bilir, ah kim bilir.. Bir gün ?şakaklarında ağarırken saçlar,
içine düşecek bir kurt. Çoğalacak her gün çoğaldıkça çoğalacak.
Koşacaksın dere, tepe, gece gündüz.
Kara bayır’dan geçecek yolun, dere yolunda Suşehri misafir edecek bir gece,
Başkent’e bir otobüs bile çıkartamayan kocaman Vilayet namzeti Şebinkarahisar için,
Bayburt otobüs firması elinden tutacak,
Ben taşırım diyecek yolcularını Türkiye’min başkentine, sen garezlenme
Kim bilir kızaracak bizim zenginler, fakirlikten oğul diyemeyecek,
Kim bilir ehmalkarlıktan herhalım.

Evvelden telefon yoktu oğul, kalbimiz küt, küt atardı.
Bilirdik ki memlekette bir şeyler oldu. Haber gelecek,
Hemen mektup yazardık ki cevabı bir aya kalmaz gelir diye.

Alelacele yazıdan ne olur. Yazdık işte bir gece yarısında,
Gündüz ekmek kavgasında, akşam gelecek düşüncesinde,
Ortası yok bunun ikisinin de olmadığı anda, dolacak hayat saati, hayatın son noktasında. Kapanacak kim bilir gözlerimiz haberimiz bile olmadan yarın hayatta olamayacağımızdan.
Onun içindir ki yazdığımız yazı olsun, hoş muhabbet peşin olsun,
Muhabbeti veresiye verenden pek hayır çıkmaz,
Menfaatin kesesi bol, sefaletin kesesi dar olur.
Biri almadan diğerini vermez, biriside keselemeden duramaz.
Hamam gibidir bazen hayat, yazın terletir, kışın odunun yoksa yanmaya dondurur.
Yaşadıklarımızdan ders alınsın. Yaparım ederim diyipte yana yatanlar ibret olsun.
Siz siz olun kalbinizin sesini dinleyin.
Vatanımızın milletimizin selameti için çabalayanların yanında olun.
Laf salatası üretenlerin değil.

15 Mayıs 2007  Ankara

Güven Gürbüz

Bir cevap yazın